İkiz Kuleler'in bulunduğu Manhattan adasının adı, beyaz adamın kıtaya gelişinden hemen sonra konmuş. Manhattan adası o zamanlarda avı bol, yemyeşil ve bereketli bir adaymış. Üzerinde de, şimdilerde adı sanı unutulmuş küçük bir kabile yaşıyormuş. Bu kabileden genç bir yerli bir gün ava çıkmış. O gün av o kadar bereketliymiş ki, kızılderillerin genelde yapmadığı bir hatayı yapmış ve bir yerine iki ceylan avlamış. Avın heyecanıyla yaptığı bu hatayı anlayınca çok üzülmüş. Çünkü ihtiyacından fazlasını avlayarak Ulu Manitu'yu gücendirdiğine inanıyormuş.
Üzüntü içinde yürürken, oraya yakın bir yerden yükselen bir kamp ateşi görmüş. Kampı kuranlar da, Amerika'ya Avrupa'dan zengin olmaya gelen gelen iki kanun kaçağıymış. Adamlar çok sarhoşmuş. Genç kızılderili, Manitu'yu kızdıran ceylanlardan birini hediye etmek amacıyla kampa yönelmiş.
Beyaz adamlar ise hiçbir şey avlayamadıklarından ateşin başında aç aç oturuyorlarmış. Karşıdan sırtında iki ceylanla gelen kızılderiliyi görünce, sorgusuz sualsiz vuruvermişler zavallıyı. Silah sesleri kabilenin olduğu yere kadar ulaşmış. Kabiledeki savaşçılar olay mahaline vardıklarında, genç kızılderili son nefesini vermek üzereymiş. Ruhu Ulu Manitu'nun çayırlarına çıkmadan önce olan biteni anlatmış. Savaşçıların iki katili bulması çok zaman almamış.
Kabilenin büyücüsü işkence direğine bağlanan beyazlarda bir gariplik olduğunu anlamış. Çantalarında yerlilerin "ateş suyu" dediği viskiyi bulmuşlar. Arkadaşlarının bir hiç yüzünden öldürüldüğünü anlayan büyücü, olayın olduğu adayı ve ateş suyunu lanetlemiş. Adaya, "İki Sarhoş Adam" anlamına gelen "Mahhattan" adını vermiş. Kabile, lanetlenen adadan göç etmiş.
Yıllar sonra söz konusu yere Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleleri dikilmiş. Ancak ada hakkındaki bu efsaneyi bilen kızılderililer, her fırsatta kulelerin bulunduğu yerin lanetli olduğunu söylerlermiş. En sonunda da bu lanet gerçekleşmiş zaten.