2006'nın temmuz ayıydı yine her zamanki gibi hem tatil hem de babaanneme yardım etmek için köye gitmiştim. Herkes beni güle oynaya karşılamıştı. Kuzenlerimin 3 tanesi de ordaydı, sevinmiştim. Her gün gezip eğlenirdik. Bir akşam hep birlikte oturuyorduk. Babaannemle teyzem bir şey konuşuyorlardı. Kulak verdim. Bundan 10 sene önce karşıda babaannemin kardeşinin evi varmış. Ev cinliymiş diyorlarmış. Adam evin cinli olduğunu biliyormuş ama takmıyormuş. Bir akşam gerçekten onları görmüş. O günden sonra eve girememiş ve evi yakmaya karar vermiş. Evi yakmışlar yapmasına ama yakarken bütün köy çığlıkları duymuş. Ben de bunu duyunca kuzenlerime anlattım. O gece teyzem ''sıkıldım, hadi dışarı yürüyüşe çıkalım'' dedi. Teyzem hiç bir şeyden korkmaz. Çıktık dışarı. Yanan eve doğru yürümeye başladık. Normal yanmış bir ev korkunçluğu yoktu ama yanından geçene kadar... Yanından geçerken ani ve çok acı bir çığlık duyduk ve bebek ağlamaları... O anda öyle korktum ki... Kim ağlıyor diye etrafıma bakındım ama kimse yok. Teyzem anladı ve koşmaya başladık ve eve vardık. Zorla uyuyabildik O akşam teyzem su içmeye uyanmış ve küçük yüzü parçalanmış bir cüce görmüş. Teyzemin çığlığıyla uyandık ve bu olaydan sonra 3 yıldır daha köye gidemez oldum. . .